Evet değerli okuyucularım, kısa bir zaman diliminden sonra yine çok mühim bir konu ıle beraberiz. Yaşananların bizlerin üzerinde oluşturduğu etkileri de göz önünde bulundurursak sabrın ne büyük bir nimet olduğunu daha iyi anlarız. “Şüphesiz Allah Teâlâ sabredenlerle beraberdir” (Bakara, 2/153, 155) Rabbin kuluyla beraber olduğunu ifade ettiği bir durum olan sabır durumu kimsenin reddedemeyeceği bir durumdur. Zira Hz. Peygamber (s.a.s); “Sabır başarının anahtarıdır”; “Sabır cennet hazinelerinden bir hazinedir” buyurmuştur. Selamete çıkabilmek ve hak yolunda başarıya ulaşabilmek için sabır yolundan şaşmamakta yarar var. Bu arada yazdıklarımdan sabrın zillete razı olmak, haksız tecavüzlere, insan haysiyetine yakışmayan saldırılara katlanmak ve bunlara ses çıkarmamak olduğunu düşünmeyin,bu sabretmek değil, acizlik ve tembelliktir. Çünkü meşru olmayan şeylere karşı sabretmek caiz değildir. Bunlara karşı mücadele etmek ve mücadelede sabretmek gerekir.
Bu hususta o kadar çok ayet ve hadis var ki hepsini yazmama kelimeler yetersiz kalır.Sabretmek, kurtuluşa ve başarıya sebep olan güzel bir huydur.
(En üstün ibadet sıkıntıya sabretmektir.) [Tirmizi]
Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda selamete ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla mümkündür. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz. Bunun için hadis-i şeriflerde sabır ve şükrün sadece müminlere mahsus iki hal olduğu yahut sabır ile şükrün imanın varlığına kanıt olduğunu biliyoruz. Ülkemizde yaşanan sıkıntıların da son bulması yakındır. Mümin en büyük silahı olan dua'dan vazgeçmemeli ve sabretmekten de geri durmamalıdır. vesselam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder