Evet an itibari ile sandıkların yüzde 50'si açılmış durumda. Sonuçları görmeyen yada görmek istemeyen bir kesimin varlığı kesinleşen durumlar arasında şuan itibari ile. Sonuçların ülkemizin yararı doğrultusunda olmasını en baştan beri temenni etmiştik.
Sonuçlarla ilgili en büyük temennim devlet içinde de camia içinde de, hükümet içinde de olumsuz yapının ortaya çıkarılması ve temizlenmesidir. Hiç kimse kendine öz eleştiri getirmiyor nedense. İnşallah bu süreç herkesin aklını başına toplaması için bir başlangıç olur.
Netleşmemiş haliyle oy oranları öyle gösteriyor ki AKP bu seçimlerde pek bi zararlı çıkmış sayılmaz. Sanırım balkon konuşmasında da bu netleşecektir. CHP için ise ifade edilecek en net bilgi İstanbul ve Ankara da yarışı beklediğinden geride tamamlamış olması olacaktır. Özellikle Mustafa SARIGÜL seçimi kaybetse de gözünü genel başkanlığa dikmiş olacağını da düşünüyorum. BDP-HDP cephesinin ise hiç kuşkusuz doğu-güneydoğu hattında daha da güçlendiği ve ilçe belediyelerini arttırdığı ortadadır. Seçim sonrası bahsettıkleri özerklik ilanı gelir mi bilemem fakat daha da güçlendikleri aşikardır. MHP de bu seçimlerde kazananlardan oldu sanırım. Özellikle cemaat tabanının yüzde 50 gibi bir oranının desteğini almış olması ilerideki süreçte ihtimaldir ki anamuhalefeti CHPnin elinden alabilir. Bu seçimde takdir etmem gereken bir diğer parti ise SAADET PARTİSİdir. görüldüğü üzere hazineden maddi destek almadan girdiler seçime. birçok sağlam projelerini de sundular. Medyatik destek az olmasına karşın 7-24 çalışma gösterdiler fakat Başbakan'ın yerel seçimi bir istiklal mücadelesi gibi söylemesi ve genel seçim gibi belirtmesinden dolayı Saadet partisine oy vermeyi düşünenleri yine vazgeçirmeyi başarmış bulunmaktadır. Çıkan sonuçların vatana millete hayırlı olmasını dilemekle birlikte ittihadi islamın geleceğinin belirleneceği ve suların durulmayacağı önümüzdeki günlerde ülkemizin selameti için dua etmeye ve çalışmaya devam edeceğiz.
30 Mart 2014 Pazar
28 Mart 2014 Cuma
İstihbarat Savaşı
Yasadışı ses kayıtları ile ilgili bugünlerde yazısı olmayan yazar kalmamıştır sanırım. Herkes olaya kendi penceresinden bir bakış açısıyla açıklık getirmeye çalışmış ve kendisini takip edenleri yönlendirmeye çalışmaktadır. Algı operasyonlarının yönteminde kullanılan sayısızca köşe yazarı, gazeteci, politikacı mevcuttur. Olayları kendi penceremizden değerlendirmek yerine, bir asrı devirecek olan devletin penceresinden bakmanın çok daha doğru olduğuna inanmaktayım.
Söylediğim sözlerden dolayı kimsenin beni yadırgamasını kabul edemem, fikirlerime katılmayabilirsiniz, yazdıklarımı okumamakta da özgürsünüz, ama kişilik haklarıma yazdıklarımdan dolayı veya fikirlerimden dolayı yargılayamazsınız. Herkes fikirlerini özgür bir şekilde beyan etme hakkına sahiptir.
Bugün yarın benim de hayatım son bulacak, sizin de son bulacak, birçok kurumun da aynı şekilde, fakat anlamakta güçlük çekilen bir nokta şu ki eğer "Devletin Bekası" olmazsa ben de siz de baştan yok olmuş oluruz. Kişisel haklarımızı koruyacak bir kurum kalmamış olur. İnsanlığın tarihine kadar indiğinizde anarşizmin yol açtığı kargaşaları iyi yorumlarsanız olaya bakışınızda bir nebze etkili olabilir. Son yayınlanan ses kayıtlarının içeriğinin ne olduğuna bakmadan bile şunu çok net söyleyebilirim ki devletin kalbini dinleyebilen bir yapı mevcut ve bu dinlemelerini birçok yolla yurtdışına da servis etmektedir.
Türkiye'nin yüzyıllık bir uykudan uyanmaya çalıştığı, bayi devlet olmaktan çıkıp ürettiği markalarla vakıf medeniyeti olma yolunda ne kadar yol kattettiği ortadadır. Bunu durdurmak isteyenler olmayacak mıdır? Bu büyük uyanışı, İttihad-ı İslam açısından da düşündüğünüzde Avrupada egemen olan yapıların birçoğunun müslümanlarca da yapılabileceği açıktır. Bu bağlamda düşündüğümüzde uyuyan devin uyanmasının verdiği rahatsızlık ve bu yapının son kalesinin elden çıkacağı korkusu akıllara geliyor.
27 Mart 2014 Perşembe
Youtube ve Twitter Kapatılması
Bugün 27 Mart, sözlerimde sertlik hissi duyarsanız şimdiden özür dilerim. Son zamanların en büyük ses kayıtları bugün yayınlandı sanırım. Daha ne kadar iğrençleşileceğini bilmiyorum fakat devlet erbabını dinlemenin ne kadar kötü birşey olduğunu ve suç olduğunu önceki yazımda paylaşmıştım. Şimdi çıkıp yayınlanan ses kayıtların yayınlanmasını kim savunursa ben karşısında olacağım.
Anlamakta güçlük çektikleri nokta şu ki yarın birgün bir başka iktidar dahi gelse bu ses kayıtları ve yasadışı dinlemeler devam edecek ve dış ülkeler, yabancı istihbaratlar attığımız her adımı takip edecektir. İktidar partisini destekleyin yada desteklemeyin, ortaya çıkan ses kayıtlarını ve yasadışı dinlemeleri kim yaptıysa suç işlemiştir. Yayınlanan tapelerdeki konuşmaların detayında ne olduğunu bilmeden ve o kayıtları dinlemeden konuşuyorum. Atatürk'ü seven ve Atatürkçülükle övünen kardeşlerime de devletçiliğin ne olduğunu sormak isterim.
Devletin bekası için belli kritik kararların alınması gerektiğini en iyi bilenler bile bugün bu yayınlanan kasetleri savunuyor, kapatılan youtube ve twitter a eleştiri getiriyorlar. Eğer kişilik haklarına saldırı varsa, "devlet sırrı" kapsamındaki bilgilerin paylaşılması söskonusu ise, ülkenin başbakanını, cumhurbaşkanını, istihbarat başkanını yasadışı bir şekilde birileri dinliyorsa ve buna karşı birşeyler söylemiyorsanız bana vatanseverlikten bahsetmeyin!!
Yazdıklarımın tamamı sadece ve sadece benim görüşlerimdir ve hiçbir kurum yada kişilerle ilişkilendirilmemelidir.
26 Mart 2014 Çarşamba
Ses Kayıtları ve Dinlemeler...
Bugünlerde öyle bir an yok ki ses kayıtları internete düşmesin. İçlerinde siyasetten tutun özel hayata kadar birçok konuyu içinde barındıran bu kayıtlar kim yada kimler tarafından yapıldığı herşeyden daha önemli hale geldi. Çünkü devlet erbabını dinlemek demek öyle bir güce işaret eder ki yarın yeni bir hükümeti yine aynı güçlerin kendilerinin kontrol altına alması anlamına geliyor. Yani anlaması zor değil, TAM BAĞIMLI HÜKÜMETLER ZİNCİRİ tabiri tam yerinde olacaktır.
Özellikle son çıkan tapelerde kişilerin özel hayatlarına müdahalenin apaçık görüldüğü halde hala bunları eleştirmeye kalkanlara anlam veremiyorum. Yapılan hareketi, varsa eğer yolsuzluğu, eşlerini aldatmalarını yada özellikle de dini değerlere saygısızlığı kabul edemem, ama atladığınız en büyük nokta şu ki dini değerleri hiçe sayanı, ahlaksızlık yapanı ve milleti aldatanı değiştirebilirsiniz, bunu hür iradenizle sandıkta yaparsınız, fakat eli uzundan öte kulağı uzun ve delik olanları yargılamanız o kadar kolay olmaz. Hiçbir şekilde isim yada kurum belirtmediğim için yazıma gelecek gocunmaları baştan reddediyorum.
Yarın sizin özel hayatınızı da dinleyebileceklerini hesaba katmayı unutmazsınızdır umarım. Belki de bunu çoktan yaptılar da biz ayakta uyuduk. Bu ülkenin insanı herşeyi unutur ama ihaneti unutmaz.
25 Mart 2014 Salı
Son Düzlüğe Çıkarken...
Yaşanan gelişmelerin bizi hergün yeni bir heyecan ve korkuyu, ümit ve umutsuzluğu birarada yaşayacağımız güne uyandırıyor. Acaba bugün de yine yer yerinden oynayacak mı sorusu çoğumuzun aklını meşgul eden temel esaslar arasında en ön sıralarda. Kim bilir, bir an için durup düşününce bizden etmemiz istenen hareketleri mi oynuyoruz sorusu da oldukça yerinde olacaktır.
Twitter'dan fuat avni bize haber kaynaklığı yapmaktayken, gazetelerin aylık tirajlarından çok tekziplerini okumakla meşgul olmaya başlamışken, tarafsızlığın isminin hiçbir şekilde anılamayacağı bir hale gelmişken haberleri izlediğimiz, dinlediğimiz, okuduğumuz kaynakları buyrun siz sorgulayın. Türkiye gündemini twitter gündemi belirliyorken, hergün yeni kaset,tape,kayıt ihtimali ile kavrulmuşken nasıl olur da düzlükten bahsedebiliriz değil mi? Evet edebiliriz, bunun da tek ve en esaslı yolu herkesin içerisinde bulunduğu kurum, kuruluş,parti,cemaat, artık adına siz ne derseniz deyin, içlerinde barındırdıkları olumsuz uzuvları bir kangrenli bacağın kesilmesi gibi atılmasına yardımcı olmaktır.
Anarşizme sebebiyet verecek olan yasadışılığa da vurgu yapmadan geçemeyeceğim. Yasalar olmasa idi şimdi ortalık bir Suriye, Mısır, ... benzerine dönmüştü, hatta arap baharı ismi altında bunu yapmaya çalıştılar fakat oyunları tutmadı. Düşmanın ne kadar akıllı ve oyununu iyi oynayan biri olduğunu hesap etmekte zorlanıyorsan sınırlarını zorlamakt
11 Mart 2014 Salı
Ötekileştirmelere Dikkat!!!
Birçok kurum yada kişi tarafından son zamanlarda sıkça adını duyduğumuz bir tabir olsa gerek. Aslında yazıyı okurken birçoğunuz ben ilk kez duyuyorum diyeceksiniz fakat bahsettiğim bu kelime değil içerisinde aynı anlamı ifade eden diğer söylemlerdir. Topluma en büyük zararların geleceği yöndür sanırım ötekileştirme.
Bahsini ettiğim durumdan özellikle şuna dikkat çekmenizi isterim; Hepinizin de ortak gaye ve paydalarda biraraya gelebildiği ülkemizde olumsuzlamalar üzerinden ötekileştirilmeye izin vermemeniz gerekmektedir. Özellikle yenilenen nesil üzerindeki yabancı sermaye ve fikir baskısını ilk defa bu kadar atmaya yaklaşmışken, belki de yüzyıllık planları yapılan oyunun bozulmasına ilk kez bu kadar yaklaşılmışken buna müsaade etmemenizde büyük fayda var! Karınca hikayesini de hatırlatmak gereği duydum: Nemrud, İbrahim Peygamber'in ateşte yakılması emrini verdikten sonra meydan yere odunlardan büyük bir yığın yapılmış.
Odunları tutuşturmuşlar sonra. Alevler o kadar yükselmiş ki bulutların tutuşacağını sanmış çocuklar. Korkmuş kaçmış bütün hayvanlar.
İbrahim Peygamber'i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış askerler. Atacaklarmış ki Nemrud'un ne güçlü bir kral olduğunu anlasın, görsün; bir daha ona karşı gelmesin İbrahim Peygamber.
Bu sırada bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru.
Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp: "Bu acelen niye? Nereye böyle?"
Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp, "Duymadın mı" demiş, "Nemrud, İbrahim Peygamber'i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum."
Bu sözleri duyan karınca kendini tutamayarak uluorta kahkahalarla gülmeye başlamış. "Sen şu ateşe dönüp yüzünü hiç bakmadın mı?" diye sormuş. "Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?"
Su taşıyan karınca, "Olsun" demiş. "Hiç olmazsa hangi taraftan olduğum anlaşılır."
Yaşananlara ve yaşanacaklara hiçkimse mani olamayacaktır, fakat niyetinizi ve duruşunuzu belirlemenizde fayda var.
Yaşananlara ve yaşanacaklara hiçkimse mani olamayacaktır, fakat niyetinizi ve duruşunuzu belirlemenizde fayda var.
Etiketler:
algı,
hz. ibrahim,
karınca,
ötekileştirme,
refah
9 Mart 2014 Pazar
Arabulucu Olmak!!!
Üzerime vazife değil
belki ama bu konuyu gündemde tutmanın faydası olduğuna inanıyorum. Kurulacak
büyük vakıf medeniyetinin önünü kesmeye çalışan ve İttihad-ı İslam'a zarar
vermek isteyenlere meydan vermemek adına bu konu hakkında birkaç ayet hatırlatması
yapma gereği hissettim. Dinimizin bize en büyük tavsiyelerinden biri barış ve
kardeşlik duyguları içinde yaşamamızdır. Küsleri barıştırmak hususunda da
herkesin dilinden düşmeyen 2 gün-3 gün azami sınırı da bilinmektedir.
Kardeşlerin arasını yapmak hususunda Kuran-ı Kerim'de şöyle buyruluyor: ''Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle vuruşursa,
onların aralarını bulun. Müminler sadece kardeştirler. O halde ihtilaf eden ve
birbirine düşman olan kardeşlerinizin arasını düzeltin!" (Hucurât, 49/9,
10)" Aynı şekilde Nisa suresinde de dargınların arasını bulma
büyük şekilde ödüllendirileceği belirtilmiştir.
Bu ayetlerle mümin kardeşlerimizin arasını bulmak tavsiye edilmektedir.
Ayet–i kerime iki şahıs arasında arabuluculuk yapmayı ifade ettiği gibi cemiyet
ve grupların arasında meydana gelmiş ihtilaf ve düşmanlıklarda da
arabuluculuk yapmamız söyleniyor. Alemlerin Sultanı(s.a.v.)
"Bir tarafın yaptığı hayırları çok gösterip mübalağa ederek
insanların arasını ıslah etmeye çalışan kişi yalancı değildir." (Buhari,
Sulh 2) sözüyle belirttiği üzere, insanların arasını bulmak için gerekirse
mübalağa bile yapılabilir. Hatta Efendimiz'in (sas) başka hadislerinde, daireyi
biraz daha genişleterek, "insanların arasını düzeltmeye yönelik herhangi
bir söz söyleyeni yalancı olarak sayılmayacağını ifade buyurmuştur.
2/ EL-BAKARA -182- Her kim de vasiyyet edenin, bir
hatâ işlemesinden veyâ bir günâha girmesinden endîşe eder de tarafların arasını
düzeltirse, ona bir vebâl yoktur. Şüphesiz ki, ALLÂH çok bağışlayıcıdır, çok
merhamet edicidir.
4/ EN-NİSÂ -35- Eğer karı-koca arasının açılmasından endîşeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının âilesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, ALLÂH karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki ALLÂH hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdârdır.
114- Bir sadaka vermeyi yâhûd iyilik yapmayı veyâhûd da insanlar arasını düzeltmeyi emreden(ler)inki hâric, onların aralarındaki gizli gizli konuşmalarının çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf ALLÂH’ın rızâsını kazanmak için yaparsa, yakında ona büyük bir mükâfat vereceğiz.
129- Kadınlarınız arasında her yönden adâletli davranmaya ne kadar uğraşsanız buna güç yetiremezsiniz. Bâri birisine tamâmen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve haksızlıktan korunursanız, şüphesiz ALLÂH çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
8/ EL-ENFÂL -1- Sana ganîmetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganîmetlerin taksîmi ALLÂH’a ve Resûlüne âittir. Onun için siz gerçekten mü’min kimseler iseniz ALLÂH’dan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. ALLÂH’a ve Resûlü’ne itâat edin.
49/ EL-HUCURÂT -9- Eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şâyet biri ötekine saldırırsa, ALLÂH’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adâletle düzeltin ve (her işte) adâletli davranın. Şüphesiz ki ALLÂH, âdil davrananları sever.
10- Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve ALLÂH’dan korkun ki rahmete eresiniz.
4/ EN-NİSÂ -35- Eğer karı-koca arasının açılmasından endîşeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının âilesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, ALLÂH karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki ALLÂH hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdârdır.
114- Bir sadaka vermeyi yâhûd iyilik yapmayı veyâhûd da insanlar arasını düzeltmeyi emreden(ler)inki hâric, onların aralarındaki gizli gizli konuşmalarının çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf ALLÂH’ın rızâsını kazanmak için yaparsa, yakında ona büyük bir mükâfat vereceğiz.
129- Kadınlarınız arasında her yönden adâletli davranmaya ne kadar uğraşsanız buna güç yetiremezsiniz. Bâri birisine tamâmen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve haksızlıktan korunursanız, şüphesiz ALLÂH çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
8/ EL-ENFÂL -1- Sana ganîmetlerin bölüştürülmesini soruyorlar. De ki, ganîmetlerin taksîmi ALLÂH’a ve Resûlüne âittir. Onun için siz gerçekten mü’min kimseler iseniz ALLÂH’dan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin. ALLÂH’a ve Resûlü’ne itâat edin.
49/ EL-HUCURÂT -9- Eğer mü’minlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şâyet biri ötekine saldırırsa, ALLÂH’ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse aralarını adâletle düzeltin ve (her işte) adâletli davranın. Şüphesiz ki ALLÂH, âdil davrananları sever.
10- Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve ALLÂH’dan korkun ki rahmete eresiniz.
8 Mart 2014 Cumartesi
Bireyler Aranıyor!!!
Yaşanan bu zorlu günlerde en büyük desteği görmemiz gereken biz, en büyük yarayı açan konumuna geldik. Kimse üzerine alınmasın fakat durum öyle gösteriyor ki birileri tarafından her taraftan olumsuzlanma çağrısı yaydırıldı. Uzun solukta yetiştirilen uyuyan hücreler kim bilir belki de henüz kış uykusundan uyanmadı/uyandırılmadı. Birinlerinin düğmeye bastığını herkes söylüyor fakat önlem alındığına dair yada yaşananları durgun bir zemine çekecek hiçkimse kalmadı.
Bu süreçte Alem-i İslam'ın kilit taşı olan türkiye ve üzerinde yaşayan millete büyük görevler düşüyor. Sanırım süreçle ilgili uykularından önce hergün sadece 5 dakika düşünmeleri, gerekli durumda artıları eksileri yazmaları ve büyük bir silkelenmeye ihtiyaçları var.
Olumsuzlamayla ilgili gecen haftaki yazımda da belirttiğimi yineliyorum. Bizim olumsuzluklardan çok olumlu kısımları görmeye ihtiyacımız var. Bugün Camia'nın da Hükümet'in de yaptığı/yapmakta olduğu olumlu-olumsuz birçok durum sözkonusudur. Fakat unutulmaması gereken bir husus şu ki müslümanlar olarak birbirimizin ayıbını-olumsuz yanlarını-kötü hal, söz ve davranışlarını örtmemiz gerekir.
Bediüzzaman'ın da ihlas risalelerinde ifade etmiştir. "Orada deniliyor ki: “Evet, mü’min kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır.
"...Kim, müslümanın aybını örterse, Allahü teâlâ da onun dünya ve ahirette aybını örter. Kişi, arkadaşına yardımcı olduğu müddetçe, Allahü teâlâ da onun yardımcısı olur.) [Müslim]"
Amacının ALLAH'ın rızasını kazanmak olarak ifade etmek kolay söz olsa gerek. Sanırım bunun faaliyete dökülmüş halinin adıdır kusur örtmek ve arabulucu olmak...
Bu süreçte Alem-i İslam'ın kilit taşı olan türkiye ve üzerinde yaşayan millete büyük görevler düşüyor. Sanırım süreçle ilgili uykularından önce hergün sadece 5 dakika düşünmeleri, gerekli durumda artıları eksileri yazmaları ve büyük bir silkelenmeye ihtiyaçları var.
Olumsuzlamayla ilgili gecen haftaki yazımda da belirttiğimi yineliyorum. Bizim olumsuzluklardan çok olumlu kısımları görmeye ihtiyacımız var. Bugün Camia'nın da Hükümet'in de yaptığı/yapmakta olduğu olumlu-olumsuz birçok durum sözkonusudur. Fakat unutulmaması gereken bir husus şu ki müslümanlar olarak birbirimizin ayıbını-olumsuz yanlarını-kötü hal, söz ve davranışlarını örtmemiz gerekir.
Bediüzzaman'ın da ihlas risalelerinde ifade etmiştir. "Orada deniliyor ki: “Evet, mü’min kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır.
"...Kim, müslümanın aybını örterse, Allahü teâlâ da onun dünya ve ahirette aybını örter. Kişi, arkadaşına yardımcı olduğu müddetçe, Allahü teâlâ da onun yardımcısı olur.) [Müslim]"
Amacının ALLAH'ın rızasını kazanmak olarak ifade etmek kolay söz olsa gerek. Sanırım bunun faaliyete dökülmüş halinin adıdır kusur örtmek ve arabulucu olmak...
6 Mart 2014 Perşembe
Sabır Ve Selamet
Evet değerli okuyucularım, kısa bir zaman diliminden sonra yine çok mühim bir konu ıle beraberiz. Yaşananların bizlerin üzerinde oluşturduğu etkileri de göz önünde bulundurursak sabrın ne büyük bir nimet olduğunu daha iyi anlarız. “Şüphesiz Allah Teâlâ sabredenlerle beraberdir” (Bakara, 2/153, 155) Rabbin kuluyla beraber olduğunu ifade ettiği bir durum olan sabır durumu kimsenin reddedemeyeceği bir durumdur. Zira Hz. Peygamber (s.a.s); “Sabır başarının anahtarıdır”; “Sabır cennet hazinelerinden bir hazinedir” buyurmuştur. Selamete çıkabilmek ve hak yolunda başarıya ulaşabilmek için sabır yolundan şaşmamakta yarar var. Bu arada yazdıklarımdan sabrın zillete razı olmak, haksız tecavüzlere, insan haysiyetine yakışmayan saldırılara katlanmak ve bunlara ses çıkarmamak olduğunu düşünmeyin,bu sabretmek değil, acizlik ve tembelliktir. Çünkü meşru olmayan şeylere karşı sabretmek caiz değildir. Bunlara karşı mücadele etmek ve mücadelede sabretmek gerekir.
Bu hususta o kadar çok ayet ve hadis var ki hepsini yazmama kelimeler yetersiz kalır.Sabretmek, kurtuluşa ve başarıya sebep olan güzel bir huydur.
(En üstün ibadet sıkıntıya sabretmektir.) [Tirmizi]
Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda selamete ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla mümkündür. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz. Bunun için hadis-i şeriflerde sabır ve şükrün sadece müminlere mahsus iki hal olduğu yahut sabır ile şükrün imanın varlığına kanıt olduğunu biliyoruz. Ülkemizde yaşanan sıkıntıların da son bulması yakındır. Mümin en büyük silahı olan dua'dan vazgeçmemeli ve sabretmekten de geri durmamalıdır. vesselam.
Bu hususta o kadar çok ayet ve hadis var ki hepsini yazmama kelimeler yetersiz kalır.Sabretmek, kurtuluşa ve başarıya sebep olan güzel bir huydur.
(En üstün ibadet sıkıntıya sabretmektir.) [Tirmizi]
Şu halde hepimiz dünya yolculuğumuzda az veya çok, nimetle de külfetle de karşılaşacağız. Bu yolculuğun sonunda selamete ulaşmamız, karşılaştığımız genişlik veya darlığın yürüyüşümüze engel olup olmamasıyla ilgili. Her halükârda dik durup istikamet üzere yol almak ise ancak imanla mümkündür. İmanın hayat içindeki görünümüne, darlık zamanında ise “sabır”, bolluk zamanında ise “şükür” diyoruz. Bunun için hadis-i şeriflerde sabır ve şükrün sadece müminlere mahsus iki hal olduğu yahut sabır ile şükrün imanın varlığına kanıt olduğunu biliyoruz. Ülkemizde yaşanan sıkıntıların da son bulması yakındır. Mümin en büyük silahı olan dua'dan vazgeçmemeli ve sabretmekten de geri durmamalıdır. vesselam.
4 Mart 2014 Salı
Son Çeyrek ve Umutlu Yarınlar
Evet değerli okuyucular, yine öylesine hareketli, öylesine aksiyonlu bir günü bitirdik ve yarınlara umutla bakabilmeyi umuyoruz.
Hayatını milletine adamaya yemin etmiş insanların birbirleri ile kavgasıda taraf olmak sanırım en zor seçimdir. Normal şartlarda düşmanı belli savaşların kazananı kaybedeni, haklısı haksızı yakın zamanda ortaya çıkmaktadır, hatta olaylar sürerken bile bunu belirlemek mümkündür.
Fakat arada yaşanan savaşın tarafları arasında "haklı benim" savaşı, taraflara milletin verdiği güven duygusu bu savaşı olabildiğince zorlaştırmaktadır. Herkesin bir taraf seçmeye zorlandığı bu zamanda ben taraf olarak haktan ayrılmamayı, yıkıcı değil yapıcı olmayı, gönülleri kesinlikle kırmamayı, yasadışı olmamayı seçiyorum.
Meşru daire olarak nitelendirilen ne varsa yanındayım... Yaşananların en büyük kaybedeni ümitle baktığımız yarınlarımız, bugün henüz küçük yaşta olan çocuklarımızın, kardeşlerimizin yarına güvenle bakmamasıdır. Onlara yeteri güven ortamı sağlanmaması öncelikle olumsuzlanması gereken durumdur.
İnsanın Geçmişi Kayıplarla,Geleceği de Umutlarla Doludur... umut ve mutluluk dolu yarınlar sizlerin olsun
Hayatını milletine adamaya yemin etmiş insanların birbirleri ile kavgasıda taraf olmak sanırım en zor seçimdir. Normal şartlarda düşmanı belli savaşların kazananı kaybedeni, haklısı haksızı yakın zamanda ortaya çıkmaktadır, hatta olaylar sürerken bile bunu belirlemek mümkündür.
Fakat arada yaşanan savaşın tarafları arasında "haklı benim" savaşı, taraflara milletin verdiği güven duygusu bu savaşı olabildiğince zorlaştırmaktadır. Herkesin bir taraf seçmeye zorlandığı bu zamanda ben taraf olarak haktan ayrılmamayı, yıkıcı değil yapıcı olmayı, gönülleri kesinlikle kırmamayı, yasadışı olmamayı seçiyorum.
Meşru daire olarak nitelendirilen ne varsa yanındayım... Yaşananların en büyük kaybedeni ümitle baktığımız yarınlarımız, bugün henüz küçük yaşta olan çocuklarımızın, kardeşlerimizin yarına güvenle bakmamasıdır. Onlara yeteri güven ortamı sağlanmaması öncelikle olumsuzlanması gereken durumdur.
İnsanın Geçmişi Kayıplarla,Geleceği de Umutlarla Doludur... umut ve mutluluk dolu yarınlar sizlerin olsun
3 Mart 2014 Pazartesi
Bediüzzaman'ı (doğru) Anlamak
Son dönemde yaşanan olaylara baktığımda, özellikle olayların eşik değerinin üzerinde seyrettiği bugünlerde üstad Bediüzzaman'ı çok kişinin dillendirdiğini, kimilerinin siyasete alet ettiğine, kimilerinin kendilerini savunma aracı olarak gördüğüne şahit oldum. Risale-i Nur Külliyatı'nı belki hiç okumamış, üstadı düne kadar bilmeyen/tanımayan kesimler dahi birbirlerine saldırırken silah olarak kullanmaya başladılar. Kimse kusura bakmasın ama o daireye gidip de o çay sohbetlerine katılmadan, o dönmeli okumalarda bulunmadan, Risale-i Nur şakirdi olmadan -ki bu hususla da alakalı tespitlerde bulunacağım- Üstad'ı anlamak kolay değil. Fikirlerini, yaşadığı dönemi, talebelerine tavsiyelerini, kimlerden ve neden dolayı zulümler gördüğünü iyi idrak etmekte fayda var. Son olarak şu hususa değinmek istiyorum:
Bakın Üstadın mümtaz talebelerinden Zübeyir Gündüzalp Ağabey ne diyor:
“Risâle-i Nur’u günde
10 sayfa okuyan kendini muhafaza eder,
15 sayfa okuyan şevke gelir,
20 sayfa okuyan hizmet eder.”
Şimdi üstad'ı en iyi anlayanlardan ve onunla birlikte birçok zulme maruz kalmış olan Zübeyir abinin yukarıda yazdığım sözlerini iyice idrak ettikten sonra beni daha iyi anlayacağınızı umut ediyorum.
saygılarımla
Bakın Üstadın mümtaz talebelerinden Zübeyir Gündüzalp Ağabey ne diyor:
“Risâle-i Nur’u günde
10 sayfa okuyan kendini muhafaza eder,
15 sayfa okuyan şevke gelir,
20 sayfa okuyan hizmet eder.”
Şimdi üstad'ı en iyi anlayanlardan ve onunla birlikte birçok zulme maruz kalmış olan Zübeyir abinin yukarıda yazdığım sözlerini iyice idrak ettikten sonra beni daha iyi anlayacağınızı umut ediyorum.
saygılarımla
1 Mart 2014 Cumartesi
Fe eyne tezhebûn!
Hararetli tartışmaların yaşandığı bugünlerde yazılarını uzun zamandır takip ettiğim ve fikirlerine değer verdiğim gazeteci-yazar İbrahim Tenekeci'nin "Bu Gidiş Nereye" adlı yazısını çayımı yudumlarken okudum. farkına vardığım ve üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğine inandığım bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. İbrahim Tenekeci'nin ısrarla üzerinde durduğu husus şu ki pire için samanlığı yakmamak gerektiği ve yıkıcı değil yapıcı olunması gerektiğidir. Bugünler de sona erecek ve geriye dönüp baktığımızda olumsuzlayanlar ve onları olumsuzlayanların, üslubunu bozanların hiç de iyi bir şekilde anılmayacağı ve tarihin kirli bir sayfasında kaybolacaklarını düşünmek için kahin olmaya gerek yok. Fikirlerine değer verdiğim İsmail Hakkı Şengül abimin de dediği gibi islam alemindeki bu gidişatın büyük bir düzlüğe gebe olduğu açıktır ve 5-10 yıl sonrasında ittihad-ı islam adına yapılmış olacak güzel çalışmaların temelinin atıldığı şu günlerde birlik olmak gerekir, hiç olmazsa yapılan hizmetler ve olumlu çalışmalar gün yüzünde tutulup olayları yatıştırmak gerekir. İftiraya maruz kalan bir mümin hakkında bile, hayırlı zanda bulunmak gerekirken, kardeşlerimizin arasını bulup düzeltmekle emrolunmuşken,
“Dağılıp ayrılırsanız, gücünüz gider” diye uyarılırken hala çekişip durmak nedendir?
Unutulmamalıdır ki küfre düşenler dahikonu islam olunca birbirlerine dost olurken;
kardeşlerimiz arasındaki muhabbeti eksilten nedir?
“Dağılıp ayrılırsanız, gücünüz gider” diye uyarılırken hala çekişip durmak nedendir?
Unutulmamalıdır ki küfre düşenler dahikonu islam olunca birbirlerine dost olurken;
kardeşlerimiz arasındaki muhabbeti eksilten nedir?
TÜRKİYEDEKİ YAŞANAN SÜREÇ İLE ALAKALI SÖZLER-2
#Gül: "Osmanlı İmparatorluğu da, Selçuklu İmparatorluğu da tarihte Türk devletleri olarak bilinir."
#Erdoğan:"21. yüzyıl bir Türkiye yüzyılı olacaktır."
#Rnk: "türkiye'siz ittihad-ı islam olmaz"
#Davutoğlu: 'birgün mescid-i #aksa'da namaz kılacağız'
"Petrolü kontrol ettiğinde uluslara, gıdayı kontrol ettiğinde insanlığa hakim olursun" Henry #Kissenger
"Her Yahudi bir Kral, Yahudi olmayan köle olacaktır." Yahudi Atasözü
"Anadolu'nun kurtuluş savaşı, ruh cephesinde henüz yapılmadı." nurettin #topçu
Alem-i #İslam kapısının kilidi Türkiye'dir. Bu kilit bu kapıyı Alem-i İslam üzerine açar#Bediüzzaman
"İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" Şeyh #Edebali
#Friedman: "21. Yüzyılda Türkiye Süper Güç Olacak, Osmanlı Haritası Yeniden Çizilecek"
#Chomsky: "Osmanlı Geri Gelecek"
#McChrystal: "Türk Ordusu Afganlarla Sevgi Bağı Kurabilen Tek Güç"
" Tevhide inanan kimse kainatın sahibine de inanır. " Yunus Terapi - Nevzat #Tarhan/ Timaş - Sf:118
"Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek..." #Yunus
"Ama Gel kaldıralım Dendi mi, heyhât, o zaman, Bir SÜLEYMAN daha Lazım yeniden bir de SİNAN" #Akif
Moshe #Feiglin: "Türkiye’deki gösterilerin #Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz."
#lieberman: "Türkiye'de olup bitenler karşısında mutluluğumu gizleyemiyorum"
Silvan #Şalom: "Türkiye’yi Yeni Osmanlıların iktidarından kurtaracak her gelişmeyi memnuniyetle karşılarız"
#rice türkiye dahil 22 ülkenin haritası/sınırı değişecek...
"Baykuştan pervâmiz yok, biz şahinler sürüsüyüz." #Fatih Sultan Mehmet
"Türkiye yeni dünya düzeninde tarihi bir rol üstlenecek ve ileride belirleyici bir dünya gücü olacak " Bill #Clinton
"...Türkiye’nin 100 yıllık bir uykudan sonra doğal görevine geri döneceğini... " david #passig
#Erdoğan:"21. yüzyıl bir Türkiye yüzyılı olacaktır."
#Rnk: "türkiye'siz ittihad-ı islam olmaz"
#Davutoğlu: 'birgün mescid-i #aksa'da namaz kılacağız'
"Petrolü kontrol ettiğinde uluslara, gıdayı kontrol ettiğinde insanlığa hakim olursun" Henry #Kissenger
"Her Yahudi bir Kral, Yahudi olmayan köle olacaktır." Yahudi Atasözü
"Anadolu'nun kurtuluş savaşı, ruh cephesinde henüz yapılmadı." nurettin #topçu
Alem-i #İslam kapısının kilidi Türkiye'dir. Bu kilit bu kapıyı Alem-i İslam üzerine açar#Bediüzzaman
"İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın" Şeyh #Edebali
#Friedman: "21. Yüzyılda Türkiye Süper Güç Olacak, Osmanlı Haritası Yeniden Çizilecek"
#Chomsky: "Osmanlı Geri Gelecek"
#McChrystal: "Türk Ordusu Afganlarla Sevgi Bağı Kurabilen Tek Güç"
" Tevhide inanan kimse kainatın sahibine de inanır. " Yunus Terapi - Nevzat #Tarhan/ Timaş - Sf:118
"Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek..." #Yunus
"Ama Gel kaldıralım Dendi mi, heyhât, o zaman, Bir SÜLEYMAN daha Lazım yeniden bir de SİNAN" #Akif
Moshe #Feiglin: "Türkiye’deki gösterilerin #Erdoğan düşene kadar devam etmesi için dua ediyoruz."
#lieberman: "Türkiye'de olup bitenler karşısında mutluluğumu gizleyemiyorum"
Silvan #Şalom: "Türkiye’yi Yeni Osmanlıların iktidarından kurtaracak her gelişmeyi memnuniyetle karşılarız"
#rice türkiye dahil 22 ülkenin haritası/sınırı değişecek...
"Baykuştan pervâmiz yok, biz şahinler sürüsüyüz." #Fatih Sultan Mehmet
"Türkiye yeni dünya düzeninde tarihi bir rol üstlenecek ve ileride belirleyici bir dünya gücü olacak " Bill #Clinton
"...Türkiye’nin 100 yıllık bir uykudan sonra doğal görevine geri döneceğini... " david #passig
TÜRKİYEDEKİ YAŞANAN SÜREÇ İLE ALAKALI SÖZLER-1
''Açıkçası Mısır'dan
ikinci bir Türkiye çıkması olasılığı Batılı devletleri rahatsız etti...''Farouk
El-Baz
"Suriye'de, Gazze'de ölen binlerce cocuk İngiltere'de dogan bir cocuk kadar dunyanin ilgisini cekemedi." Emine #Şeçeroviç-Kaşl
"Ben şimdiye kadar bir çok Arap öldürdüm hayatımda. Bunda hiçbir problem yok" Naftali #Bennett
"bursada şeftali üretmek otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır" bernar #nahum
"Yerli otomobil ticari intihar" Mustafa #Koç
"Önümüzdeki dönemden itibaren bu protestoların farklı amaçlarla ve farklı şekillerde gündeme gelebileceği yönünde istihbaratımız var" #arınç
"Gezi eylemcileri üniversiteler açılınca ortalığı karıştıracaklar"Melih #Gökçek
İnsan neyle doluysa, onun rengine bürünüyor. Ali Görkem #Userin
" #gazze savaşı demeyelim savaş iki tarafla yapılır " tarık #tufan
" Karakter sahibi bir insanın ruhu yaralarla doludur. " Halil #Cibran
Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada hiçbirimiz adam değiliz. Furkan #Çalışkan
“Ben tebaamdan Müslümanları camide, Hıristiyanları kilisede, Yahudileri havrada görmek isterim.” II. #Mahmud
"21 yüzyıl Türkiye'nin ve Türk insanının yüzyılı olacaktır" İdris Naim #Şahin
#Bulaç "İslam Dünyası milliyetçiliği, sosyalizmi ve liberalizmi tecrübe etti. Sonuç iflas. Bütün yollar İslam'a ve İslam Birliği'ne çıkıyor"
"Suriye'de, Gazze'de ölen binlerce cocuk İngiltere'de dogan bir cocuk kadar dunyanin ilgisini cekemedi." Emine #Şeçeroviç-Kaşl
"Ben şimdiye kadar bir çok Arap öldürdüm hayatımda. Bunda hiçbir problem yok" Naftali #Bennett
"bursada şeftali üretmek otomotiv üretmekten hem daha kolay hem daha kazançlıdır" bernar #nahum
"Yerli otomobil ticari intihar" Mustafa #Koç
"Önümüzdeki dönemden itibaren bu protestoların farklı amaçlarla ve farklı şekillerde gündeme gelebileceği yönünde istihbaratımız var" #arınç
"Gezi eylemcileri üniversiteler açılınca ortalığı karıştıracaklar"Melih #Gökçek
İnsan neyle doluysa, onun rengine bürünüyor. Ali Görkem #Userin
" #gazze savaşı demeyelim savaş iki tarafla yapılır " tarık #tufan
" Karakter sahibi bir insanın ruhu yaralarla doludur. " Halil #Cibran
Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyada hiçbirimiz adam değiliz. Furkan #Çalışkan
“Ben tebaamdan Müslümanları camide, Hıristiyanları kilisede, Yahudileri havrada görmek isterim.” II. #Mahmud
"21 yüzyıl Türkiye'nin ve Türk insanının yüzyılı olacaktır" İdris Naim #Şahin
#Bulaç "İslam Dünyası milliyetçiliği, sosyalizmi ve liberalizmi tecrübe etti. Sonuç iflas. Bütün yollar İslam'a ve İslam Birliği'ne çıkıyor"
holy_sin
28 Şubat 2014 Cuma
Siyaset Dili Ve Üslup
bir kez gönül kırdın ise;
o kıldıgın namaz değil.
yetmiş iki millet dahi,
elin yüzün yumaz değil
sözlerime Yunus EMRE'nin bu unutulmaz sözleri ile başlamak istedim. Özellikle son zamanlarda siyasilerin ve toplumbilimci, gazeteci ve yazarların kullandıkları kelimeler belki yıllarca akıllardan silinmeyecek nitelikte ve unutulmayacak sertliktedir.Meşhur bir söz vardır su akar yolunu bulur diye, olay aynen bundan ibarettir. Yarın bu olaylar sonlandığı zaman geriye dönüp baktığımızda söylediğimiz sözlerin kırıcılığı kadar iyi veya kötü anılacağız. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, fikirleri uyuşmayabilir de, hatta ayrı dünyaların insanıyız diye nitelendirilse yeridir, fakat o kişinin kişilik haklarına saldırmak yada ona haraket etmek hiçkimsenin hakkı değildir. Kişisel hak ve özgürlükler hepimizin de bildiği gibi başkasının özgürlüğünün başladığı yerde son bulur. Bu sebeple kullandığımız kelimeleri 2 kez değil, en az 10 kez düşünüp, insanlık süzgecimizden geçirdikten sonra söylememizde yarar var. saygılarımla.
o kıldıgın namaz değil.
yetmiş iki millet dahi,
elin yüzün yumaz değil
sözlerime Yunus EMRE'nin bu unutulmaz sözleri ile başlamak istedim. Özellikle son zamanlarda siyasilerin ve toplumbilimci, gazeteci ve yazarların kullandıkları kelimeler belki yıllarca akıllardan silinmeyecek nitelikte ve unutulmayacak sertliktedir.Meşhur bir söz vardır su akar yolunu bulur diye, olay aynen bundan ibarettir. Yarın bu olaylar sonlandığı zaman geriye dönüp baktığımızda söylediğimiz sözlerin kırıcılığı kadar iyi veya kötü anılacağız. Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, fikirleri uyuşmayabilir de, hatta ayrı dünyaların insanıyız diye nitelendirilse yeridir, fakat o kişinin kişilik haklarına saldırmak yada ona haraket etmek hiçkimsenin hakkı değildir. Kişisel hak ve özgürlükler hepimizin de bildiği gibi başkasının özgürlüğünün başladığı yerde son bulur. Bu sebeple kullandığımız kelimeleri 2 kez değil, en az 10 kez düşünüp, insanlık süzgecimizden geçirdikten sonra söylememizde yarar var. saygılarımla.
GÜNDEM ANALİZ
Bu blog sitemize öncelikle hosgeldiniz. Sizlere gündeme dair birçok konu hakkında zaman zaman yapacağım çarpıcı analizlerle hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olacağım. Bildiğiniz üzere güzel ülkemizin içerisinde bulunduğu karışıklıklar birçoğumuzu endişelendiriyor. Bu gidişatın sonu ne olur, türkiye bu durumdan yara alır mı, cemaat-hükümet kavgası diye nitelendirilen olayların sonlanması yakın mı gibi sorularınızı cevaplandıracağım. Öncelikle belirtmem gereken bir husus da şudur ki yazdıklarım tamamen bana ait fikirlerdir ve herhangi bir kurum, parti, cemaat yada oluşumu temsilen yazılmamaktadır. saygılarımla
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)